EDİTÖR, ÖĞRETMEN, EĞİTİM BİLİMCİ
Muhammed Yağarkar, uzmanlığı ve deneyimiyle çevrimiçi eğitimde ve editörlükte size en iyi hizmeti sunmak için burada!
Yayınlanan ve Yayına Hazırlanan Kitaplarım

Bu kitap, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için hazırlanmıştır. Ancak etkinliklerin, mutlaka öğretmenler ve velilerin rehberliğinde uygulanması tavsiye edilmektedir. Kitap, 3–18 yaş aralığındaki çocukların doğrudan tek başına okuyup uygulayacakları bir kaynak değil; yetişkin desteğiyle deneyimlenecek bir etkinlik rehberi olarak tasarlanmıştır.
Uzun yıllara dayanan öğretmenlik deneyimlerim, arkeoloji ve sanat tarihi alanındaki akademik çalışmam ve eğitim bilimleri uzmanlığım sayesinde bu kitaba hem akademik birikimimi hem de sahadaki uygulama tecrübemi aktarmaya çalıştım. 3 yaştan 18 yaşa kadar farklı branşlarda ders vermiş bir öğretmen olarak, bu kitaptaki etkinliklerin özellikle 5–18 yaş arası için faydalı olacağına inanıyorum. 3 ve 4 yaş grubu çocuklar için ise etkinlikler, öğretmenlerin yoğun desteğiyle uygulanmalıdır. Etkinliklerin temiz ve özel hazırlanmış toprakla yapılmasını öneriyorum. Çocukların güvenliği için olası küçük yaralanmalar, çizilmeler ya da toprak kaynaklı enfeksiyon risklerine karşı gerekli önlemleri almak tamamen öğretmenlerin sorumluluğundadır. Okullarda uygulanacak çalışmalar planlanırken velilerden izin alınmalı, ayrıca öğretmenler çocuklarla uygulamaya geçmeden önce etkinlikleri bizzat kendileri deneyimlemelidir. Bu yaklaşım hem güvenliği artıracak hem de etkinliklerin verimliliğini güçlendirecektir. Bu kitapta önerilen etkinlikler, çocukların doğayla doğrudan etkileşimini destekleyen modern eğitim yaklaşımlarıyla uyumludur. Özellikle okul öncesi eğitimde yer alan Montessori, Reggio Emilia ve benzeri felsefeler; çocukların doğal materyallerle (toprak, taş, bitki vb.) çalışarak öğrenmelerini teşvik etmektedir. Toprakla yapılan basit kazılar, çömlek parçalarını birleştirme çalışmaları ya da fosil benzeri objelerin keşfi; çocukların merak duygusunu, ince motor becerilerini, problem çözme ve gözlem yeteneklerini geliştirmektedir. Bu etkinlikler yalnızca okul öncesine yönelik değildir. Aynı zamanda ilkokul ve ortaokul çağındaki öğrenciler için de uygundur. Daha büyük çocuklar etkinlikleri daha detaylı uygulayabilir; buluntulara tarih etiketleri koyabilir, kısa araştırma raporları yazabilir veya kendi arkeoloji günlüğünü tutabilir. Böylece kitap, 3–18 yaş aralığında farklı gelişim düzeylerine uyarlanabilir ve öğretmenler ile veliler için esnek bir kaynak işlevi görür.
Muhammed Yağarkar
Yazılar

Daktilodan Dijitale: Editörlüğün Evrimi
Editörlük, bir kelimeyle anlatılamayacak kadar incelikli bir sanattır. Eskiden bu sanatın aracı daktiloydu. Siyah tuşların tıklamaları, sayfanın üzerinde dans eden mürekkep kokusu ve bir satırı silmek için kullanılan beyaz bantlar… Hepsi, editörün sabrını ve dikkatini sınayan ayrıntılardı. Her harf, her nokta, her virgül büyük bir özenle yerleştirilirdi.
Zaman değişti. Daktilolar yavaş yavaş yerini bilgisayarlara bıraktı. Artık bir metni silmek veya taşımak birkaç tuşa basmak kadar kolay. Yazım hataları anında görülebiliyor, cümleler hızla yeniden şekillenebiliyor. Ama değişmeyen bir şey var: editörün görevi hâlâ aynı: metni mükemmelleştirmek, yazarın düşüncelerini net ve anlaşılır hâle getirmek.
Daktilolar nostaljik bir anı oldu. Çoğu evde ve ofiste yerini bilgisayarlar aldı. Fakat editörler hâlâ burada; hem dijital hem de basılı dünyada, kelimelerin arasındaki sessiz farkları fark eden, yazıyı bir sanat eserine dönüştüren profesyoneller olarak varlıklarını sürdürüyor.
Belki daktilolar artık eskidi, tuşlarının tıklaması yalnızca müzelerde yankılanıyor. Ama editörler hâlâ var. Her zaman, her mecrada, kelimelere hayat vermeye devam ediyor. Daktilodan bilgisayara, klasik metinlerden dijital içeriklere… editörlük, değişmeyen bir tutku olarak yoluna devam ediyor.

İntihal ve Yazarlıkta Etik
Giriş
Yazarlık, yalnızca kelimeleri yan yana getirme sanatı değil, aynı zamanda düşünsel bir sorumluluk biçimidir. Her yazar, bir metin inşa ederken geçmişin, kültürün, okuduklarının ve yaşadıklarının izlerini taşır. Dolayısıyla hiçbir metin bütünüyle "sıfırdan" doğmaz; her metin, başka bir metinden az ya da çok etkilenerek yazılır. Ancak bu etkilenme ile intihal (plagiarism) arasında ince ama önemli bir çizgi vardır. İşte bu çizgi, yazarlıkta etiğin sınırlarını belirler.
1. Her Metin Aslında Başka Bir Metinden Etkilenerek Yazılır
Yazarlık, insanlığın ortak hafızasından beslenir. Düşünceler, imgeler, kavramlar ve hatta duygular bile geçmiş metinlerden süzülerek bugüne ulaşır. Roland Barthes'in "Metinlerarası" kavramıyla açıkladığı gibi, her metin başka metinlerin yankısıyla var olur. Bu durum taklit anlamına gelmez; aksine, düşünsel bir sürekliliği ifade eder. Ancak yazarın etik sorumluluğu, esinlenmeyle kopyalama arasındaki farkı gözetmekte başlar. Bir metinden esinlenmek, o metni kendi zihinsel süzgecinden geçirip yeniden yorumlamaktır; intihal ise bu süzgeci devre dışı bırakarak başkasının emeğini kendine aitmiş gibi göstermektir.
2. İntihal Nedir?
İntihal, bir başkasının fikrini, cümlesini, yapısını veya araştırma sonucunu kaynak göstermeden kullanmak anlamına gelir.
Bu
yalnızca akademik çalışmalarda değil, edebi üretimlerde de ciddi bir etik
ihlaldir.
İntihalin birkaç temel biçimi vardır:
Doğrudan intihal: Bir metni olduğu gibi alıp kendi eseriymiş gibi sunmak.
Dolaylı intihal: Başkasının fikirlerini küçük değişikliklerle veya kelime oyunlarıyla kendi fikri gibi göstermek.
Kendi kendine intihal: Yazarın önceki çalışmalarını yeniymiş gibi sunması.
İntihal, yazının güvenilirliğini yok eder; yazarın entelektüel bütünlüğünü zedeler. Çünkü yazarlığın temelinde emeğe saygı yatar. Bir fikir, sahibinden bağımsız düşünülemez; o fikri doğuran zihne atıf yapmak hem bilimsel hem ahlaki bir zorunluluktur.
3. Yazarlıkta Etik Nedir?
Yazarlıkta
etik, yalnızca intihalden kaçınmak değil, dürüstlük, özgünlük ve sorumluluk
ilkelerine bağlı kalmaktır.
Etik yazar:
Kaynaklarını açıkça belirtir,
Kullandığı bilgiyi çarpıtmaz,
Gerçeği, ideolojik ya da kişisel çıkarları için eğip bükmez,
Ürettiği metnin topluma ve bireye etkilerini gözetir.
Etik, yazının vicdanıdır. Çünkü her yazar, farkında olsun ya da olmasın, toplumsal bir hafızaya katkı sunar. Yazarlıkta etik bu hafızanın temiz ve güvenilir kalmasını sağlar.
4. Müstehcenlik ya da Suç Unsuru Teşkil Eden İçerikler ve Etik Sınırlar
Etik yalnızca fikrî dürüstlüğü değil, toplumsal sorumluluğu da içerir. Bir metin, yazarı tarafından özgün biçimde kaleme alınsa bile, müstehcenlik, nefret söylemi, şiddet çağrısı veya suç unsuru taşıyan ifadeler içeriyorsa etik sınırların dışına çıkar.
Sanat
ve ifade özgürlüğü elbette önemlidir; ancak özgürlüğün sınırı, başkasının
onuru, güvenliği ve temel haklarıdır. Yazarlık, yalnızca kendini ifade etme
eylemi değildir; aynı zamanda insanlık onuruna zarar vermeme sorumluluğudur.
Dolayısıyla, etik yazar hem fikrî özgünlüğü hem de ahlaki ölçüyü koruyarak
yazar.
Sonuç
Her
metin bir yankıdır; geçmişin, okunanların, hissedilenlerin yankısı… Ancak etik,
bu yankının başkalarının sesine saygı göstererek yeniden kurulmasını
gerektirir.
İntihal, yazının hem ahlaki hem entelektüel temellerini sarsar; etik ise o
temeli sağlamlaştırır.
Etik yazar, yalnızca doğruyu değil, doğru biçimde söyleyen kişidir.
Çünkü kalemin değeri, yazdıklarından çok, yazdıklarını nasıl yazdığıyla
ölçülür.